6 Ekim 2018 Cumartesi

40 Hadis – İmam Nevevi





1- Emirü’l-Mü’minin Ebu Hafs Ömer b. Hattap (ra)’den şöyle demiştir.

Rasulullah (sav)’dan işittim, şöyle buyuruyordu: “Ameller niyetlere göredir. Herkese ancak niyet ettiği vardır. Kimin hicreti Allah’a ve Rasulüne ise onun hicreti Allah’a Rasulunedir. Kimin de hicreti eline geçireceği bir dünya veya nikah yapacağı bir kadına ise hicreti, hicret ettiği şeyde son bulur.”

2- Ömer b. el-Hattab (ra)’dan şöyle demiştir: Bir gün biz Rasulullah (sav)’ın yanında iken birden baktık ki elbisesi bembeyaz , saçları simsiyah, üzerinde yolculuk alameti olmayan biri karşımıza çıkageldi. Onu bizden kimse tanımıyordu. Nihayet Peygamber (sav )’in yanına oturdu. Dizlerini dizlerine dayadı, iki avucunu iki uyluğu üzerine koydu ve “Ya Muhammed, İslam hakkında bana haber ver” dedi. Rasulullah (sav):

“İslam; Allah’dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)’in Allah’ın Rasulü olduğuna şahitlik etmen, namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, Ramazan’da oruç tutman ve yoluna gücün yeterse Beyti (Kabe’yi) haccetmendir” buyurdu. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi. Biz onun hem peygambere soru sorup hemde cevap vermesine taaccüb ettik. Adam: “İman hakkında da bana haber ver” dedi. Rasulullah(sav):

İman; Allah’a Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, ahiret gününe iman etmendir. Kadere, hayrına ve şerrine de iman etmendir” dedi. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi ve “İhsan; hakkında bana bilgi ver” diye yine sordu. Rasulullah (sav):

“ihsan; sanki görüyormuşsun gibi Allah’a ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’ nu görmüyorsan da, O seni görüyor” buyurdu. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi ve “Kıyamet hakkında bana haber ver” diye tekrar sordu. Rasulullah (sav): (Bu konuda) sorulan sorandan daha alim değildir” diye cevap verdi. Adam: “Öyle ise kıyametin alametlerinden haber ver” dedi. Rasullah (sav):

“Cariyenin efendisini doğurması, yalınayak sırtı çıplak fakir davar çobanlarının bina yaptırmada yarıştıklarını görmendir” diye cevap verdi. Hz Ömer (anlatmaya devam ederek) şöyle dedi: Sonra adam gitti. Rasulullah (sav) bir müddet öyle durdu, sonra bana “ya Ömer, soran kimdir biliyor musun? dedi. Ben: “Allah ve Rasulü daha iyi bilir” dedim. Rasulullah (sav): “O, Cibril’dir. Size dininizi öğretmek için gelmişti” buyurdu. Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

3- Ebu AbdurRahman Abdullah b. Ömer b. El-Hattap'dan. Şöyle demiştir: "Resulullah (sav)'dan işittim şöyle buyurdu:

“İslam beş şey üzerine kurulmuştur. Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve Resulu olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek, Beyti (Kâbe'yi) haccetmek, Ramazan'da oruç tutmak." Bu hadisi Buhari ve Müslim tahriç etmiştir.

4- Ebu AbdurRahman Abdullah b. Mesud (ra)'dan şöyle demiştir: "Doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik olunan Resulullah (sav) bize şöyle anlattı:

Sizlerden herbirinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 günde toplanır. Sonra aynen öyle (kırk günde) alâka olur. Sonra aynen öyle et parçası olur. Sonra oraya bir melek gönderilir. O na ruhu üfler. Ve şu dört kelimeyi: Rızkını, ecelini, amelini, şaki mi yoksa said mi olacağını yazması emredilir. Kendinden başka ilah olmayana yemin ederim ki sizden biri cennet ehlinin amelini işler, o hale gelir ki, kendisi ile cennet arasında bir arşın kalır. Derken yazgı onun önüne geçer, cehennem ehlinin amelini işlerde cehenneme girer. Yine sizden biri cehennem ehlinin amelini işler. O hale gelir ki kendisi ile cehennem arasında bir arşın kalır. Derken yazgı onun önüne geçer. Cennet ehlinin amelini işlerde cennete girer." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

5- "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kim bizim bu işimize (dinimize) sonradan birşey ihdas ederse o reddolunur." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir

6- Ebu Abdullah Numan b. Beşir (ra)'den: Demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle söylerken işittim:

“Helal apaçıktır. Haram da apaçıktır. İkisi arasında şüpheli işler vardır. İnsanlardan birçoğu onları bilmezler. Kim bu şüphelilerden sakınırsa dini ve ırzını korumuş olur. Kim de şüphelilerin içine dalarsa haramın içine dalar. (Bunun hali) tıpkı koruluğun etrafında sürü otlatan çoban gibidir ki, sürüsünü korulukta otlatıverir. Dikkat edin her padişahın bir korusu vardır. Allah'ın korusu da haram kıldıklarıdır. Dikkat edin cesedin içinde de bir et parçası vardır ki, eğer o iyi olursa bütün ceset iyi olur. Eğer o bozulursa bütün ceset bozulur. Dikkat edin o kalbdir." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

7- Ebu Rukayyete Temim b. Evs ed-Dariyy (ra)'den: "Rasulullah (sav): Din nasihattir, buyurdu. Biz: Kim için? dedik. O: Allah için, Kitabı için, Rasulü için, Müslümanların imamlar (devlet başkanları) için ve bütün Müslümanlar için, diye cevap verdi." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

8- "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ben, Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik edinceye, namazı dosdoğru kılıncaya, zekâtı verinceye kadar insanlarla harbetmekle emrolundum. Bunları yaptıkları zaman İslâmın hakkı (olan had cezaları) hariç kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. (İçlerinde gizledikleri) hesapları Allah'a aittir." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

9- Ebu Hüreyre AbdurRahman b. Sahr (ra)'dan, demiştir ki: "Rasulullah (sav)'ı şöyle derken işittim:

“Sizi nelerden nehyedersem kaçının, size neleri emredersem gücünüz yettiği kadar yapın. Sizlerden öncekileri helâk eden ancak çok sormaları ve Peygamberlerine karşı muhalefet etmeleridir." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

10- "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Allah temizdir, ancak temiz olanı kabul eder. Şüphesiz Allah mü'minlere neyi emretti ise onu Peygamberlere de emretmişti ve (Allah peygamberlere): "Ey peygamberler, temiz ve helâl olanlardan yeyin ve salih amel işleyin" (Allah mü'minlere de): "Ey mü'minler size rızık olarak verdiğimiz temiz ve helâl olanlardan yeyiniz" buyurdu. Sonra Peygamber (sav) uzun yolculuğa katlanan, saçları birbirine karışan, toz toprak içinde kalan bu haliyle ellerini gökyüzüne açan ve Ya Rab! Ya Rab! diye (yalvaran) birini hatırlattı ve halbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram. Haramla beslenmiş. "Bunun duası nasıl kabul olunur" buyurdu. Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

11- Ebu Muhammed Hasan b.Ali b.Ebi Talib'den, demiştir ki: "Ben Rasulullah (sav)'dan:

"Seni şüpheye düşüreni bırak, seni şüpheye düşürmeyene bak" sözünü ezberledim. Bu hadisi Nesai ve Tirmizi rivayet etmiştir.

12- Ebu Hüreyre (ra)'den: Rasulullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Kişinin malaya'niyi (üzerine gerekmeyeni) bırakması Müslümanlığın güzelliklerindendir." Tirmizi

13- Ebu Hamza Enes b. Malik (ra)'den, demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Sizden biri kendisi için arzu ettiğini (mü'min) kardeşi için de arzu etmedikçe (hakkıyla) iman etmiş olmaz." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

14- "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Şu üç şeyden biri olmadıkça Müslümanın kanının akıtılması helâl olmaz. Zina eden evli veya dul, kasden adam öldürenin kendisinin öldürülmesi, dinini terkedip cemaatten ayrılan." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

15- Ebu Hüreyre (ra)'den. Resulullah (sav)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna ikram etsin. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

16- Ebu Hüreyre (ra)'den, demiştir ki: "Bir adam Peygamber (sav)'e: Bana nasihat et, dedi. (Efendimiz): "Kızma" buyurdu. Adam birkaç kere tekrarladı (Efendimiz) yine "Kızma" diye cevapladı." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir.

17- Ebu Ya'la Şeddad b. Evs (ra)'den. Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Allah her şeye güzel davranmayı emretmiştir. Öyle ise öldüreceğiniz zaman bile güzel öldürün. Hayvan keseceğiniz zaman güzel kesin. Sizden biri bıçağını bilesin ve kestiği hayvanı rahatlatsın." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

18- "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Her nerede olursan ol, Allah'a (isyandan) sakın. Kötülüğün ardından hemen iyilik yap ki, o kötülüğü yok etsin. Halka da güzel huy ile muamele et." Tirmizi

19- Abdullah b. Abbas (ra) Demiştir ki: "Bir gün Peygamber (sav)'in terkisinde idim. (Bana) dedi: Evlâd, sana birkaç kelime öğreteyim:

“Allah'ın (emir ve yasaklarını) gözet ki, Allah da seni korusun. Allah'ı gözet ki onu karşında bulasın. Bir şey istediğinde Allah'dan iste. Yardım istediğinde Allah'dan yardım dile. Şunu iyi bil ki ümmetin tamamı sana fayda vermek için toplansalar Allah'ın yazdığından başka bir şeyle fayda veremezler. Yine eğer sana zarar vermek için toplansalar, Allah'ın sana yazdığı zarardan başka bir şeyle zarar veremezler. Kalemler kaldırılmış (işleri bitmiş), sahifeler kurumuştur (yazılar tamamlanmıştır.)” Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiştir.

20- "Rasulullah (Salat ve Selam O’na Olsun) şöyle buyurmuştur: İlk peygamberlik sözlerinden insanların hatırında kalan:

"Utanmazsan dilediğini yap" sözüdür." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir.

21- Süfya b. Abdullah es-Sakafi (ra) Demiştir ki: "Ya Rasulullah (sav), İslâm hakkında bana öyle bir söz söyle ki, İslâm hakkında senden başka hiç kimseye soru sormayayım, dedim. O da:

“Allah'a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol, buyurdu." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

22- "Bir adam Rasulullah (sav)'a şöyle sordu: Ben farz namazları kılar, Ramazan orucunu tutar, helâlı helâl kabul eder, onları yaparsam, haramı da haram kabul eder ondan kaçınırsam, bunlardan fazla bir şey yapmazsam ne dersin, cennete girer miyim? Peygamberimiz (sav) evet dedi." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

23- "Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah mizanı doldurur. Sübhanallahi ve'l-Hamdüllillahi (sözü) göklerle yer arasını doldururlar -veya doldurur- namaz nurdur. Sadaka (imana) delildir. Sabır bir ışıktır. Kur'an senin lehine veya aleyhine delildir. Her insan sabahleyin işine gider de nefsini satar. (Neticede) ya nefsini kurtarır ya mahveder." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

24- Ebu Zerrin-il Gıfari (ra), Rasulullah (sav)'ın Rabbinden rivayet ettiği hadisi kudside şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Ey kullarım, ben zulmü kendime haram kıldım, sizin aranızda da zulmü haram kıldım. O halde birbirinize zulmetmeyiniz. Ey kullarım, Benim hidayette kıldıklarımdan başka hepiniz delalettesiniz. O halde benden hidayet isteyin ki size hidayet vereyim. Ey kullarım, benim doyurduklarımdan başka hepiniz açsınız. Öyle ise benden yiyecek isteyin ki size yiyecek vereyim. Ey kullarım, Benim giydirdiklerimden başka hepiniz çıplaksınız. Öyle ise benden giyecek isteyiniz ki size giyecek vereyim. Ey kullarım, siz gece ve gündüz hata işliyorsunuz. Ben de bütün günahları affederim. Öyle ise benden af isteyin sizi affedeyim. Ey kullarım, siz bana zarar veremezsiniz ki zarar veresiniz. Yine siz bana fayda veremezsiniz ki fayda veresiniz. Ey kullarım, evvel geçenleriniz, sonra gelecek olanlarınız, insanlarınız ve cinlerinizin sizin aranızda en müttaki adamın kalbi gibi olsalar yine de mülkümde bir şey artmaz. Ey kullarım, evvel geçenleriniz sonra gelecek olanlarınız, insanlarınız ve cinleriniz sizin aranızda en facir (iskankâr) adamın kalbi gibi olsalar, yine de mülkümden bir şey eksilmez. Ey kullarım, evvel geçenleriniz, sonra gelecek olanlarınız, insanlarınız ve cinleriniz bir yerde dursalar da benden isteseler, ben de her birinize istediklerini versem bu benim yanımdaki (hazinem)den bir şey eksiltmez. Ancak denize batırılan iğnenin eksilttiği gibi eksiltir. Ey kullarım, onlar sizin amellerinizdir. Sizin hesabınıza olanları ben zaptederim. Sonra onları size vereceğim. Kim hayır bulursa Allah'a hamdetsin. Kim de başka şey bulursa kendisinden başkasını kınamasın." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

25- Nevvas b. Sem’an (ra) Peygamber (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Birr, ahlâk güzeliğidir. Günah ise, nefisde iz bırakan ve insanların bilmesini sevmediği şeydir." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir. Vabisa b. Ma'bed'den şöyle rivayet edilmiştir: "Ben, Resulullah'a geldim, bana: Sen Birr'in ne olduğunu sormaya mı geldin? dedi. Ben, evet dedim. Rasulullah (sav): Kalbine danış. Birr (iyilik) nefsin kendisinde huzur bulduğu, kalbin kendisinde tatmin olduğu şeydir. Günah da, insanlar fetva verseler bile nefisde iz bırakan ve kalbde tereddüt meydana getirendir." Bu Hasen hadisi biz Ahmed b. Hanbel ile Barami'nin müsnedlerinden rivayet ettik.

26- Ebu Hüreyre (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"İnsanın eklemlerinden her biri için güneş doğan her günde bir sadaka gerekir. İki kimse arasında adil olman sadakadır. Bir kişiye hayvanına binerken yardım edip bindirmen veya eşyasını onun üzerine kaldırıvermen sadakadır. Kelime-i tayyibe (güzel söz, kelime-i tevhid) sadakadır. Namaz için attığın her adım için sadaka (sevabı) vardır. Eza veren şeyi yoldan kaldırman sadakadır." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

27- Ebu necid ırbad b. Sariye (ra)’den şöyle demiştir: "Rasulullah bize öyle bir va’z verdi ki, va’zdan kalbler titredi, gözler yaşardı. Biz de dedik ki: Ya Rasulullah, bu ayrılık va’zı gibi. O halde bize vasiyette bulun. Rasulullah şöyle buyurdu:

“Size Allah (isyan)’dan sakınmayı üzerinize emir olan kimse köle de olsa sözünü dinleyip itaat etmeyi vasiyyet ederim. Çünkü ömrü olanlar birçok ihtilâflar görecektir. O zaman sünnetime ve hidayet üzere olan Raşid halifelerin sünnetine sarılınız. Sünnetlere dişlerinizi sıkarak sarılınız. Dini işlerde sonradan uydurulanlardan sakınınız. Çünkü her bidat dalâlettir."

Bu hadisi Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmiştir.

28- Muaz b. Cebel (ra)'den şöyle demiştir: "Ya Rasulullah, beni cennete sokacak, cehennemden uzaklaştıracak bir ameli haber ver dedim. O da şöyle buyurdu:

"Sen büyük bir şey sordun. Ancak o Allah'ın kolay kıldığı kişilere kolaydır. Allah'a ibadet edersin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı dosdoğru kılarsın, zekâtı verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Beyti (Kâbe'yi) tavaf edersin. Sonra şöyle buyurdu: Sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır, sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi günahı söndürür. Gecenin içinde kişinin kıldığı namaz da (hayır kapılarındandır). Sonra: "Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümidle Rab'lerine dua ederler, verdiğimiz rızıklardan infak ederler. Onların yaptıklarına mükafat olarak ne göz aydınlatacak sevinçler sakladığımızı hiçbir kimse bilemez." mealindeki ayeti okudu. Sonra şöyle dedi: Sana din işinin başı, direği ve en yüce yerinin zirvesini haber vereyim mi? Ben, evet ya Rasulullah dedim. O şöyle dedi:

“İşin başı İslam, direği namaz, zirvesi cihaddır.” Sonra şöyle buyurdu: Bütün bunların da özünü sana haber vereyim mi? Ben, evet ya Rasulullah dedim. Dilini (eliyle) tuttu ve "İşte bunu tut" buyurdu. Ben de: Ya Rasulullah, biz söylediğimiz şeylerle de mi hesaba çekileceğiz? dedim. O da: "Annesi kaybedesice insanları yüz üstü yahut burunları üzerinde cehenneme sürükleyen ancak dillerinin ekip biçtiğidir." Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiştir.

29- Ebu Sa’lebete-l Huşeni cürsüm b. Naşir (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Allah (cc) birtakım şeyleri farz kılmıştır. Onları zayi etmeyiniz. Çizdiği hudutlar vardır. Hudutları aşmayınız. Bir kısım şeyleri haram kılmıştır. Onlara el uzatmayınız. Bir kısım şeylerden de unutmaksızın size merhamet olsun diye sükût etmiştir, siz de onları araştırmayınız."

30- Ebu’l-Abbas sehl b. Sa’d es-Sa’di (ra) şöyle demiştir: "Bir adam Rasulullah (sav)’a geldi ve şöyle dedi: Ya Rasulullah, bana bir amel göster ki onu yaptığımda beni hem Allah sevsin, hem de insanlar sevsin. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Dünyaya gönül verme seni Allah sevsin. İnsanların elindekine göz dikme seni insanlar sevsin." İbnü Mace

31- Ebu Said Sa’d b. Malik b. Sinan el Hudri (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Zarar vermek de yoktur. Zarara zararla karşılık vermek de yoktur."

32- İbni Abbas (ra), Rasulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"İnsanlara dava ettikleri her şey verilseydi birçok adam, birçok kimsenin mallarını ve canlarını iddia ederlerdi. Lâkin, delil dava edene, yemin de inkâr edene düşer." Beyhaki

33- Ebu Said el-Hudri (ra) şöyle demiştir. "Rasulullah (sav)’dan işittim, şöyle buyurdu:

“İçinizden kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin. Eğer eliyle gücü yetmezse diliyle, yine gücü yetmezse kalbi ile. Bu ise imanın en zayıfıdır." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

34- Ebu Hüreyre (ra)'den, demiştir ki: "Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Birbirinize hased etmeyiniz. Alış verişte birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize buğzetmeyiniz. Birbirinize sırt çevirip dargın durmayınız. Birinizin pazarlığı üzerine bir kısmınız pazarlık yapmasın (açık arttırma usulü değilse). Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu yardımsız bırakmaz. Ona yalan söylemez. Onu hakir görmez. (Üç kere göğsüne işaret ederek) takva işte buradadır. Kişiye günah olarak Müslüman kardeşini hakir görmesi yeter. Müslümanın her şeyi kanı, malı, ırzı Müslümana haramdır." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

35- Ebu Hüreyre (ra), Peygamber (sav)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Kim bu mü'minden dünya üzüntülerinden bir üzüntüyü giderirse Allah da ondan kıyamet günü üzüntülerinden bir üzüntüyü giderir. Kim bir fakire kolaylık sağlarsa, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylık sağlar. Kim bir Müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter. Kul, kardeşinin yardımında oldukça, Allah da o kula yardım eder. Kim ilim için yola düşerse, Allah onunla o kimse için cennete giden yolu kolaylaştırır. Allah'ın evlerinden bir evde Allah'ın kitabını okuyan ve aralarında onu müzakere eden hiçbir topluluk yoktur ki, üzerlerine sekinet (emniyet) inmesin, onları rahmet bürümesin, melekler her taraflarından kuşatmasın. Allah (cc) da yanında bulunanlara anmış olmasın. Kimi ameli geri bırakırsa onu nesebi ileri götüremez." Bu hadisi, bu lâfızla Müslim rivayet etmiştir.

36- İbni Abbas (ra) Rasulullah (sav)'ın Rabbinden rivayet ettiği hadisi kudside şöyle dediğini nakleder:

"Allah (cc), hasenat(iyilik) ile seyyiatı(kötülük) yazmıştır. Sonra bunları açıklamıştır. Kim bir haseneye niyet eder de onu yapmazsa, Allah (cc) katında onu tam bir hasene olarak yazar. Eğer o amele niyet eder ve yaparsa Allah (cc) katında ona on hasenattan yedi yüz kata kadar, hatta daha çok katlara kadar yazar. Kim bir seyyieye niyet eder onu da yapmazsa Allah ona bir hasene yazar. Eğer ona niyet eder ve onu yaparsa Allah ona bir seyyie yazar." Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.

37- Ebu Hüreyre (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Allah buyuruyor:

Kim benim bir velime düşmanlık yaparsa, şüphesiz ben ona harp ilan ederim.

Benim kulum kendisine farz kıldığım şeyden daha sevgili bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetlerle bana yaklaşırsa, ben de onu severim. Onu sevdiğim zaman onun duyan kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Eğer benden isterse mutlaka veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korurum." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir.

38- İbni Abbas (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Allah (cc), ümmetimden hatayı, unutmayı ve zorlanarak yaptıkları şeyi benim için bağışladı." İbni Mace

39- İbni Ömer (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), omuzlarımdan tuttu ve şöyle buyurdu:

"Dünyada sanki yabancı yahut yolcu imişsin gibi ol." İbni Ömer (ra) şöyle derdi: "Akşamladığında sabahı gözleme, sabahlayınca da akşamı gözleme. Sıhhatinden hastalığına, hayatından ölümüne bir şeyler al." Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir.

40- Ebu Muhammed Abdullah b. Amr b. el As (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Sizden hiçbiriniz gönlü benim getirdiğime uymadıkça gerçekten iman etmiş olmaz." Kitab-ül-Hucce

41- Enes (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu işittim demiştir: "Allah (cc) buyuruyor ki:

“Ey Adem oğlu, sen bana yalvarıp benden ümit ettikçe senden sadır olan ne olursa olsun affederim (çocukluğuna) aldırmam. Ey Ademoğlu, günahların gökyüzüne ulaşsa, sonra da benden af dilesen, seni affederim. Ey Ademoğlu, eğer bana yeryüzü dolusu günah getirirsen, sonra da bana ortak koşmadan bana gelsen (ölsen) ben de sana yeryüzü dolusu af ile gelirim." Bu hasen, sahih hadisi Tirmizi rivayet etmiştir.

2 Ekim 2018 Salı

Veda Hutbesi






Hz. Peygamber'in, hicri 10. yılda yaptığı Veda Haccı'nda sayıları yüz on dört bini bulan hacıya hitaben irad ettiği hutbe. Peygamber (s.a.s) bu son hutbesinde, bundan sonra bir daha haccedemeyeceğini bildirip vefatının yaklaştığını ima ettiği, sonraki gelen günler de onun bu sözlerini doğruladığı için bu hacca Veda Haccı, bu hac esnasında irad ettiği hutbeye de Veda Hutbesi adı verildi. Veda Hutbesi her ne kadar tek bir hutbe imiş gibi kabul edilmekteyse de, gerçekte bu hutbe, Arafat ta, Mina da ve bir gün sonra yine Mina'da olmak üzere arafe günü ile bayramın birinci ve ikinci günlerinde parça parça irad edilmiştir (Tecrid-i Sarih, Terc. X, 396). Değişik yer ve zamanda irada buyurulduğu için de hutbe, birçok kişi tarafından birbirinden farklı şekillerde rivâyet edilmiş; kişinin ya da grubun duyduğunu diğerleri işitmediğinden, hutbenin tamamının biraya toplanmasında bu farklı rivâyetlerden yararlanılmış ve daha sonraki yıllarda bu üç ayrı yer ve zamanda buyurulan hutbe tek bir hutbe olarak biraraya getirilmiştir.

Rasûlüllah'ın bu son haccından bir yıl önce nâzil olan Tevbe sûresinde, müşriklerin pis olduğu ve bu yıldan sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmamaları (et-Tevbe, 9/28)emredildiği için, Veda Haccı'nda Mekke'de sadece Müslümanlar vardı, hutbeyi de yalnızca Müslümanlar dinlemişti. Zaten Mekke'in fethinden sonra müşriklerin sayısı parmakla sayılacak kadar azalmıştı. Rasûlüllah, Medine'den kendisiyle birlikte yola çıkan yüzbin civarındaki ashâbıyla Mekke'ye haccetmek için geldiklerinde bir yıl önceki uyarı sebebiyle Mekke'de müşrik kalmamıştı; çoğunluk Müslüman olurken Mekke'yi terkedenler de vardı. Rasûlüllah, haccın bütün erkâmın bizzat kendisi yaparak Müslümanlara öğretmiş, İslâm'ın hac konusundaki emirleri de böylece tamamlanmıştı. İslâm'ın tamamlandığını bildiren bazı âyetler de bu Veda Haccı'nda nâzil oldu.

Cahiliye döneminde dışarıdan gelen hacılar Arafat'ta vakfeye dururken, Kureyş eşrafı diğer insanlardan üstün olduklarını belli edercesine Arafat yerine Müzdelife'de vakfeye dururlardı. Rasûlüllah cahiliye döneminin bu sınıf üstünlüğüne dayalı âdetini ortadan kaldırdı ve bütün hacılar gibi Arafat'ta vakfeye durdu. Rasûlüllah'a orada bu dinin tamamlandığı şu âyet-i kerimeyle müjdelendi:

"Ey Mü'minler, şu küfreden müşrikler bugün dininizi söndürmekten ümidlerini kesmişlerdir. Artık bundan böyle onlardan korkmayınız; ancak benden korkunuz. Bugün dininizi kemale erdirdim; ve size ihsan ettiğim nimetimi tamamladım. Din olarak da size İslâm'ı seçtim."(el-Mâide, 5/3).

Dinin kemale erdirilmesine bütün Müslümanlar sevinirken yalnızca Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer, bunun, Hz. Peygamber'in vefatının yaklaştığına delalet ettiğini anlamışlar ve gözlerinden yaşlar akmıştı. Gerçekten de bundan sonra Rasûlüllah seksen iki gün yaşamış ve vefat etmiştir.

Arafat'ta yüz binin üzerindeki hacıya hitaben bir hutbe irad eden Rasûlüllah sesinin bütün hacılar tarafından işitilmesi için belli mesafelerde gür sesli sahabilerden bazılarını görevlendirdi. Rasulüllah'ın sözlerini tekrar eden bu kişiler hutbenin bütün hacılar tarafından duyulmasını sağlıyorlardı. Devesi Kusva'nın sırtında olduğu halde Rasûlüllah şu hutbeyi irad etti:

"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha buluşamayacağım. Ey İnsanlar bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz nasıl mübarek bir şehir ise; canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da öyle mukaddestir, her türlü saldırıdan emindir. Ashabım! Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski dalâletlere dönüp birbirinizin boynunu vurmayın. Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.

Ey ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Fa izin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımız altındadır. Lakin borcunuzun aslın vermek gerekir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

Ashabım! Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen ortadan kaldırılmıştır,' ilk kaldırdığım kan davası da Abdulmuttalib'in torunu (yeğenim) Rebîa'nın kan davasıdır.

Ey İnsanlar! Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfuz ve saltanat gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat bu kaldırdığım şeyler haricinde küçük gördüğünüz işlerde de ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan sakınınız.

Ey İnsanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah' tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Ve onların namuslarını ve ismetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; onların, aile şerefini koru malları ve evlerinizi sizin hoşlanmadığınız hiç kimseye açmamaları, çiğnenmemeleridir. Eğer onlar, razı olmadığınız herhangi bir kimseyi evinize alırlarsa onları hafif bir şekilde dövebilir, azarlayabilirsiniz. Kadıların da sizin üzerinizdeki hakları; örfe göre her türlü giyim ve yiyeceklerini temin etmenizdir. Ey mü'minler, size bir emanet bırakıyorum ki siz ona sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiçbir zaman şaşırmazsınız. O emanet Allah'ın kitabı Kur'ândır.

Ey mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza ediniz. Müslüman müslümanın kardeşidir ve bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz, başkasına helal değildir. Ancak gönül hoşluğuyla verilen başka. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır:

Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Varis için vasiyete gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zinakâr için mahrumiyet cezası vardır. Babasından başkasına nesep iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına uymaya kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün Müslümanların düşmanlığına uğrasın. Cenab-ı Hak bu insanların ne tevbelerini ne de şehadetlerini kabul eder."

Rasûlüllah sözlerinin burasında dinleyenlere sordu: "Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar. Ne dersiniz?" Ashab-ı Kiram cevap verdi:

"Allah'ın risâletini tebliğ ettin; risalet görevini yerine getirdin, bize vasiyyet ve nasihatte bulundun diye şehadet ederiz." Rasûlullah şehadet parmağını göğe kaldırarak üç kez "Şahit o! ya Rab! Şahit o! ya Rab! Şahit ol ya Rab!" buyurarak Arafat'taki hutbesini bitirdi.

Hz. Peygamber güneş batıncaya kadar vakfede durdu. Tam buradan inmeye karar vereceği bir anda yukarıda zikredilen Mâide sûresinin üçüncü âyeti nazil oldu. Daha sonra devesine binen Rasûlüllah yavaş adımlarla Arafat'tan inerek Müzdelife'ye geldi. Burada bir ezan iki kamet ile akşam ve yatsı namazlarını birleştirerek kıldı. Ve istirahata çekildi. Sabah olunca cemaatle birlikte sabah namazını kaldı ve ortalık iyice ağardıktan sonra Müzdelife'den Cemretü'l Akabe mevkiine geldi. Şeytan taşlamadan sonra Mina'ya geçen Rasûlüllah burada da Veda Hutbesi'nin diğer bölümünü irad etti. Allah'a hamdü senadan sonra devamla:

"Ey insanlar! Sizi Allah'ın kitabına bağlayan peygamberinizin sözlerini iyi dinleyiniz, ona itaat ediniz. Hac ibadetinizin bütün hareketlerini benden gördüğünüz gibi ifa ediniz. Öyle sanıyorum ki, ben bu seneden sonra bir daha haccedemem." Rasûlüllah bundan sonra halkla sorulu cevaplı sürdürdüğü hutbesini:

"Ey insanlar! Ayların yerini değiştirerek geri bırakmak inkârda aşırı gitmektir. Kafirler böyle yapmakla doğru yoldan saptılar. Allah'ın haram kıldığı ayların sayısını uygun yapmak için, bir yıl haram ayını helal, diğer yıl onu haram sayarlar. Böylece Allah'ın haram kıldığını helal kabul ederler. Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gün gibi aynı duruma döndü. Allah'ın katında ayların sayısı on ikidir. Bunların dördü mukaddes (haram) aylardır ki üçü arka arkaya gelen Zilkade, Zilhicce ve Muharrem, dördüncüsü de Cemaziyelahir ile Şaban'ın arasındaki Receb'tir.

- Ey mü'minler! Bu ay hangi aydır?

- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.

- Zilhicce ayı değil midir?

- Evet Zilhiccedir.

- Bu içinde bulunduğumuz belde hangi beldedir?

- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.

- Mekke Şehri değil midir?

- Evet Mekke'dir.

- Bugün hangi gündür?

- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.

- Yevmü'nnahr (kurban kesme günü) değil midir?"

- Evet yevmünahr'dır.

Bu diyalogdan sonra Rasûlüllah sahabelere dönerek "Şu halde iyi bilin ki; bu şehrinizde, bu beldenizde, bu gününüzün mukaddes (haram) olduğu gibi birbirinize kanlarınızı dökmek, mallarınızı haksız yere olmak, namuslarınızı kirletmek de haramdır, her türlü saldırıdan masumdur. Muhakkak ki, siz Rabbinize kavuşacaksınız, o zaman bütün bu işlerden sorulacaksınız.

Ey İnsanlar! Aklınızı başınıza alında benden sonra birbirinizin boynunu vuracak şekilde dalâlete, vahşete düşerek cahiliye devrine dönmeyin. Ey insanlar! Bu nasihatlerime kulak verip bunları burada hazır bulunanlarınız burada bulunmayanlara tebliğ etsin. Olabilir ki, kendisine tebliği edilen kimse burada bulunup işiten bir kısım kimseden daha iyi anlayıp bellemiş olur" ardından Rasûlüllah iki kez:

- Tebliğ ettim mi, buyurdu.

Sahabîler:

- Evet ettin, deyince O;

"Şahit ol ya Rab!" dedi ve tekrar hatırlattı: "Burada bulunanlar bulunmayanlara tebliğ etsin."

Rasulüllah Mina'daki bu hutbesinden sonra kurban kesim yerine gelerek önceden hazırlanan yüz devenin altmış üçünü bizzat kendi kurban etti diğerlerini de Hz. Ali kestikten sonra her deveden birer parça et alınarak pişirilip yenildi. Daha sonra traş olan Hz. Peygamber ihramdan çıktı ve Kabe'yi tavaf etti. Öğle namazını da orada kıldıktan sonra Zemzem suyunun yanına gitti ve kendisine sunulan bir bardak suyu içtikten sonra tekrar Mina'ya döndü. Rasûlüllah Mina'da geçirdiği teşrik günlerinde şeytan taşlama görevini yerine getirmiş, bu arada çevresinde bulunan insanlara hutbeler irad buyurmuştu.

"Allah'ın yardımı ve fetih geldiği ve insanların dalga dalga Allah'ın dirine girdiklerini gördüğün zaman Rabbini överek tesbih et. O'ndan mağfiret dile. Çünkü o tevbeleri çok kabul edendir." (en-Nasr, 110/1-3)

mealindeki Nasr sûresinin nâzil olduğunu duyan Müslümanlara, hem yeni nâzil olan bu sûreyi okumuş hem de kendilerine nasihat ettiği hutbelerinden birini irad buyurmuştur. Bu hutbesinde de yine Müslümanların mal, can, namus emniyetinden bahseden Rasûlüllah insan haklarının temelini oluşturan bu üç hakkı tekrar tekrar ümmetine hatırlatmıştı. Değişik yer ve zamanda irade edilen bu hutbeler, tek bir hutbe şeklinde bütünleştirilmiştir.

Hutbenin toplum hayatına getirdiği prensipler:

İncelendiği zaman Veda Hutbe'sinde Peygamber (s.a.s)'in başlıca şu noktalara değindiği görülür:

1. Her işte daima Allah'a hamd-ü sena etmek gerekir.

2. Nefis, insanı her zaman şerre yöneltmek ister. Bu sebeple nefislerin şerrinden de Allah'a sığınmak lâzımdır.

3. Can, mal ve ırz kutsaldır. Yaşama hakkı tabii bir haktır. Irz, şeref, haysiyet, hürriyet ve mülkiyet saldırıdan korunmuş haklardır.

4. Cahiliye gelenekleri kaldırılmıştır. İnsanlar alışa geldikleri kötü şeyleri körü körüne yapmaktan vazgeçmelidirler.

5. Faiz haramdır.

6. Kan davası gütmek haramdır.

7. Emânetler yerlerine verilmelidir. Emânete hıyanet edilmemelidir.

8. Küçük büyük önemli-önemsiz her işte şeytana uymaktan sakınılmalıdır.

9. Kadınların ve erkeklerin karşılıklı hak, vazife ve sorumlulukları vardır. Kadınlara nezâketle davranılacaktır.

10. Hem kadın hem de erkekler zinadan şiddetle kaçınacaklardır.

11. Köle ve hizmetçilere iyi davranılacaktır.

12. Bütün Müslümanlar kardeştir. Her türlü sınıf farkları ve ayrıcalıklar kaldırılmıştır. Üstünlük fazilet iledir.

13. Zulümden sakınmak gerekir, halkın malı haksız yere yenemez, birine ait bir şey sahibinin izni olmadıkça başkası için helâl olmaz.

14. Müslümanlar birbirleriyle savaşmaktan sakınacaklardır.

15. Allah'ın Kitâb'ına ve Peygamber'in sünnetine uyanlar asla sapıklığa düşmezler.

16. İslâm sadeliğinden ayrılmamak, aşırılıklara sapmamak gerekir.

17. Hak Teâlâ'ya ibadet olunacak; beş vakit namaz kılınacak, oruç ayında oruç tutulacak, Hz. Peygamber'in tavsiyelerine uyulacaktır. Bunları hakkıyla yerine getirenlerin mükâfatı cennettir.

https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/veda-hutbesi

Veda Hutbesi Sesli Dinle Video

https://www.dailymotion.com/video/x2htixi