27 Haziran 2020 Cumartesi

Ahlak İle İlgili Hadisler






Peygamberimiz (Salat ve Selam Olsun) şöyle buyurmuştur:


"İyilik güzel ahlâktan ibarettir. Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir." Müslim, Birr 14; Tirmizî, Zühd 52


"Su, buzu erittiği gibi güzel ahlâk da günahları eritir (yok eder), sirke balı bozduğu gibi kötü ahlâk da ameli bozar." (Taberanî, elMu'cemu'l-Evsat, No: 854)


“Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71-72. Tİrmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, Îmân 19; İbn Mâce, Mukaddime 9


- "Mümin güzel ahlakı ile gündüzleri oruç tutan geceleri ibadet için ayakta bulunan kimselerin derecesine erişir" Ebu Davud Edep 7


- "Her bir dinin kendine has bir ahlakı vardır, İslam'ın ahlakı hayadır" Muvatta, Hüsnül-Hulk


“Bir kul Allah’a isyan etmeye devam ettiği halde, Allah hala ona sevdiği dünyalık şeyleri veriyor ise, bu ancak Allah tarafından o kul için bir istidractır (o kulun azabının artması için bir vesiledir)” Müsned, 4/145; Camiu’s-Sağir, 1/359)


"Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır. Bana en menfur olanınız, kıyamet günü de mevkice benden en uzak bulunacak olanınız, gevezeler, boşboğazlar ve yüksekten atanlardır." (Cemaatte bulunan bazıları): "Ey Allah'ın Resulü! Yüksekten atanlar kimlerdir?" diye sordular. "Onlar mütekebbir (büyüklük taslayan) kimselerdir!" cevabını verdi. Tirmizi, Birr 77, (2019)


"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz" Tirmizi, Birr 33, (1953)


“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58.)


- "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin." (Ebu Davud, Edeb, 19, Tirmizi, Zühd, 45)


“İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” (Müslim, Birr, 146)


'Muhammed'in canı yed(-i kudret)inde olan (Allah)'a yemin olsun ki; (Allah için veya Müslümanlığından dolayı) birbirini seven iki (kimse)nin araları ancak, ikisinden birinin işlediği günah sebebiyle açılır.' (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.9, s.259, h. no:5357)


Ebu Zer (Allah ondan razı olsun) diyor ki: "Allah Resulü (salat ve selam olsun) bana şöyle dedi: "Nerede olursan ol, Allah'a karşı gelmekten sakın. Bir kötülüğün arkasından hemen iyilik yap ki onu yok etsin. Bir de insanlara güzel ahlakla davran!" Tirmizi, Birr, 55


"Resûlullâh (Salat ve Selam Olsun), 'Size en hayırlınızı haber vereyim mi?' diye sordu. 'Evet! Ey Allah'ın Resûlü!' dediler. 'Sizden o kimseler en hayırlıdır ki, Onları görenler, Azîz ve Celîl olan Allah'ı hatırlarlar.' buyurdular." [İbn-u Mâce Sünen (4119)]


"Mütevazi olunuz. Fakirlerle oturup kalkınız ki Allah'ın rahmetine mazhar büyük kullarından olasınız ve kibirden kurtulasınız." Camiüssağir-3380


Bir kimse, gücü yettiği halde mütevazî davranarak lüks elbise giymeyi terkederse, Allah kıyamet gününde o insanı yaratıklarının en başında huzuruna çağırır ve onu îman ehlinin giyeceği elbiselerden dilediğini giymede serbest bırakır. Tirmizî, Sıfatu’l-kıyâmet 39; Müsned, III, 338


“Mal sadaka ile eksilmez. Allah affı sebebiyle kulun izzetini artırır. Allah için mütevazi olan bir kimseyi Allah yüceltir.” (Müslim, Birr 69)


- “Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır.” (Ebu Davud, Libas, 4; Müsned, 2/50)


"Kim bir dalalete çağırır ve buna uyulursa, bu kimseye kendine uyanların günahının bir misli aynen gelir, onların günahından da bir şey eksilmez. Kim de bir hayra çağırır ve kendisine uyulursa, buna da kendine uyanların sevaplarının bir misli verilir, bu ona uyanların sevabından bir şey eksiltmez." (Müslim, ilim, 16)


"Her kim Kevser Havuzu kenarında (benimle) buluşmak isterse, elini ve dilini gereksiz şeylerden uzak tutsun. Ey İnsanlar! Bilmelisiniz ki, günah işlemek nimetlerin ve kısmetlerin değişmesine (eksilmesine) neden olur. İnsanların geneli iyi olursa, onların âmir ve idarecileri de (onlara) adaletli ve merhametli davranır. Halk, isyan ve günaha yönelirse, onların idareci ve hâkimleri de zulüm ve adaletsizlikle iş görmeye yönelirler." İbn Hişam, Sire c. 4, s. 300


"Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Utanma (haya) duygusu, güzel koku sürmek, misvak kullanmak ve evlenmek." (Tirmizî, Nikah, 1)


"Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun! Her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun! Cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun! Bu et parçası kalptir."[Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3


“Allah indinde en şerefliniz takvâca en ileri olanınızdır. Arabın Arap olmayan (acem) üzerine bir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap üzerine bir üstünlüğü yoktur. Siyah derili olanın beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, beyazın da siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâ iledir.”(Cem’u'l-Fevâid, 1/510, hadis no: 3632)


"İlme sarıl. Çünkü ilim müminin dostudur. Hilm onun veziridir. Akıl onun yol göstericisidir. Salih amel onun doğru yolda sabit kılıcısıdır. Şefkatlilik babasıdır. Yumuşaklık kardeşidir. Sabır maddî ve mânevî duygularının kumandanıdır." Câmiü's-Sağîr, No: 2667


Din kardeşinin yüzüne gülümsemen senin için bir sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman, senin için bir sadakadır. Yolunu kaybetmiş bir kişiye yol göstermen, senin için bir sadakadır. İnsanların gelip geçtiği yoldan taşı, dikeni ve kemiği kaldırman senin için bir sadakadır. Kuyudan çektiğin kovandan din kardeşinin kovasına su koyman senin için bir sadakadır. Camiussağir - 3231


"Bir adam Resulullah (sav)'a "Cennet ameli nedir?" dedi. Cenab-ı Peygamber de "sıdkdır, doğruluktur, doğru söz söylemektir. Zira kul doğru söz söyleyince iyilik yapar, lütuf ve ihsanda bulunur, böyle lütuf ve ihsanda bulununca Allah Teala da iman nasip edip Allah'ı tasdik eder ve O'ndan korkup- iyi ameller ve ibadetler yapıp, günahlardan da kaçar, böylece iman sahibi olunca da cennete girer." Yine o zat: "Cehennem ameli nedir?" diye sordu, Cenab-ı Peygamber de: "yalandır, yalan söylemektir. Kul yalan söyleyince fasık olur, facir olur, haram ve maasi (günah) işler. Facir (günahkar), fasık olunca nimet-i İlahiyeyi (Allah'ın nimetini) göremez, tuğyan (bozgunculuk) eder, küfran-i nimet (nimeti inkar) eder. Küfran-i nimet edince de cehenneme girer." Ahmed bin Hanbel, 2,176, r. 6641


Dört şey, her kimde bulunursa hâlis münâfık olur. Her kimde bunların bir parçası bulunursa onu bırakıncaya kadar kendisinde münâfıklıkdan bir haslet kalmış olur. (Bunlar da) kendisine bir şey emniyet edildiği zaman hıyânet etmek, söz söylerken yalan söylemek, ahdettiğinde ahdini tutmamak, husûmet (iddiâ ve mürâfaa) zamânında da hakdan ayrılmaktır. Hadis No:32-Buhari


"Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz. Komşusu şerrinden emin olmadıkça cennete giremez." (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 12800; Taberani, Mucemü’l-Kebir, 10408)


“Mümin temiz ve ikram sahibidir. Facir ise düzenbaz ve alçaktır.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 58)


"Bir mümine zarar veren veya hile yapan lanetlenmiştir, yani Allah’ın rahmetinden uzaklaşmıştır" Ebu Davud, Akdıyye 51


"Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması haramdır" Buhari, Büyu 19


Doğru sözlü ve güvenilir (mümin) tacir (ahirette) peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraber bulunacaktır. (Tirmizî, Büyû,4; İbn Mâce; Ticârât,1)


197-) Hakim İbnu Hizam (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Alıp-satanlar" birbirlerinden ayrılmadıkça (vazgeçmekte) muhayyerdirler. Alıp-satanlar alış-verişi sıdk ve doğruluk üzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alış-verişleri her ikisi hakkında da mübarek kılınır. Yalan söylerler (kusurları) gözlerlerse, belli bir kar sağlasalar bile, alış-verişlerinin bereketini kaybederler." Bir rivayet şöyledir: "Alış-verişlerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin malı rağbetli, kazancı bereketsiz kılar." Kaynak: Buhari, Büyû 19, 22, 44, 46; Müslim, Büyû, 47, (532); Ebu Davud, Büyû 53, (3459);


"Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) çarşıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaştı. Adama: "Ey satıcı nedir bu?" diye çıkıştı. Adam: "Ey Allah'ın Resûlü, yağmur ıslattı, deyince: "Bu yaşlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlıyamaz mıydın? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir" buyurdu. Kaynak: Müslim, İman 164, (102); Tirmizi, Büyû 74, (1315); Ebu Davud, Büyû, 52, (3452);


- "Yanı başında komşusu aç iken ve bunu bildiği halde tok olarak yatan, bana (tam olarak) imân etmiş sayılmaz." Bezzar, Müsned


- “Yanı başında komşusu açken kendisi tok yatan kimse hakiki mümin değildir.” Hâkim, II, 15


Bir adam Resulullah'a (salat ve selam olsun) gelerek: "Hayvanımı bağlayarak mı yoksa serbest bırakarak mı Allah'a tevekkül edeyim?" diye sormuştu. Ona: "Bağla ve tevekkül et!" buyurdu. Tirmizi, Kıyamet 61, (2519)


İki kişi Resulullah (sav)'ın huzurunda küfürleştiler. (Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu. Resulullah (sav): "Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinden zuhur eden öfke giderdi; Euzu billahi mineşşeytanirracim!" buyurdular. Kaynak: Tirmizi, Da'avat 53, (3448); Ebu Davud, Edeb 4, (4780)


- "Hikmetli söz müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa, onu hemen alması gerekir" Tirmizi İlim 19 , 2688


- (Hakkı söyleyen kimse, küçük-büyük ve hoşlanılmayan bir kimse de olsa kabul et, bâtılı da reddet!) [Deylemi]


“Akıllı kimse, kendisini hesaba çeken ve ölümden sonrası için hazırlayan kimsedir. Aciz kimse ise, nefsi isteklerine tabi olan ve Allah’tan temennide bulunan (olmadık şeyler isteyen) kimsedir.” (Tirmizi, Kıyame 25 2461)


"Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi siz de evlerinizde ve emriniz altındakileri cehennemden korumalısınız. Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz. Öğretmezseniz mesul olacaksınız." Buhârî, Vesâyâ 9


- "Kalpler tıpkı demir gibi paslanır. Cilası ise istiğfardır." Camiussağir h. no: 1328


"Daha vakti var, ileride yaparım" demek, şeytanın müminlerin kalplerine bıraktığı bir vesvesedir. Ramuz elhadis


Rasûlâllah (salat ve selam olsun) bir gün, şöyle buyurdu: "Gariplere müjdeler olsun. Gariplere müjdeler olsun!" “Garipler kimlerdir, ey Allah’ın Resulu?” denildi. Rasulullah: “birçok kötü insan içinde, (sayıca) az olan salih kişilerdir. Onlara isyan edenler, itaat edenlerden daha çoktur.” buyurdu. Abdullah bin Mübarek Müsned 23. hadis


"Eski milletlerden bir kısmına depremle azap yapıldı. İyiler de helak oldu. Çünkü işlenen günahlar karşısında susup, imkânları varken önlememişlerdi." [Taberanî]


"Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla din kardeşi ile dargın durması helâl olmaz." Buhârî, Edeb, 57, 58.


“Allâh, meleklere karşı ibâdet eden genci över ve şöyle der:“Bakın şu kuluma, nasıl da Benim için kendi istek ve arzularını bırakmıştır.”[Kenzu’l-Ummâl, 43057]


"Kıyâmet günü, müminin mizanında güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur. Allah Teâla hazretleri, çirkin (düşük söz ve) davranış sahiplerine buğzeder." Tirmizî, Birr 62, (2003, 2004); Ebu Dâvud, Edeb 8, (4799)


"Bir şeye yemin edip de, başkasını daha hayırlı gören kişi yemininden dolayı keffaret ödesin, sonra da o hayırlı olan şeyi yapsın" (Nesâî, Eyman, 41; Ebû Dâvud, Eyman, 12)


“Yalan söylemek üç yerde caizdir; Bir kimse hanımını memnun etmek için yalan konuşabilir, Savaşta İslam ordusunun güç ve kuvvetini büyük göstermek konusunda yalan söylenebilir, İnsanların arasını bulmakta da yalan söylenebilir.” Müslim, Birr ve Sıla: 27; Ebû Dâvûd, Edeb: 79


"Sana şüphe veren şeyi terk et, emin olduğun şeye ulaşıncaya kadar git. Zira doğruluk kalbin mutmain olmasıdır, yalan ise insanın kalbinde kuşku uyanmasıdır." (Tirmizî, “Kıyâme”, 61; Nesaî, “Eşribe”, 50)


"Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun (oruç tutarken) yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." Buhari, Savm 8, Edeb 51; Ebu Davud, Savm 25, (2326); Tirmizi, Savm 16, (707)


Resulullah (salat ve selam olsun): “Yalan şehadet Allah'a şirkle bir tutulmuştur!” buyurdular ve şu ayeti okudular. (Mealen): “...Putlara tapmak gibi bir pislikten ve yalan sözden de kaçının.” (Hacc, 22/30) (Tirmizi, Şehâdât 3)


"Ben, haklıyken bile çekişmeye girmekten kaçınan kimse için cennetin kenarından, şakadan da olsa yalan söylemeye yanaşmayan kimse için cennetin ortasından, huyunu güzelleştiren kimse için de cennetin en yükseğinden bir köşk (verilmesin)e kefilim." Ebu Davud, Edeb 7; Tirmizî


"Dedikodu ile sevabı kaçırılmaz ise oruç bir kalkandır." (Nesai)


"Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" "Allah ve Resûlü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine: "Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam: "Ya benim söylediğim anda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir." Kaynak: Ebu Davud, Edeb 40, (4874); Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70, (2589).


“İşlediği günahları açığa vuranlar dışında, ümmetimin tamamı affedilmiştir. Bir adamın, gece kötü bir iş yapıp, Allah onu örttüğü halde, sabahleyin kalkıp: “Ey falan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım” demesi, açık günahlardandır. Oysa o kişi, Rabbi kendisinin kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirmişti. Fakat o, Allah'ın örttüğünü açarak sabahlıyor.” Buhârî, Edeb 60; Müslim, Zühd 52.


"Kim insanların arasını düzeltirse, Allah da onun işini düzeltir. (Ara düzeltmek için) konuştuğu her kelimeye karşılık Allah bir köle azad etmiş gibi sevap verir. Ve o kimse tüm geçmiş günahları bağışlanmış olarak (evine) döner." (Isbehani)


Resulullah: "Siz aranızda kimi pehlivan addedersiniz?" diye sordu. Ashab: "Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!" dediler. Resulullah: "Hayır," dedi, "gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir." Müslim, Birr 106, (2608); Ebu Davud, Edeb 3, (4779)


Ey ademoğlu! Eğer fazla malını Allah yolunda harcarsan bu senin için daha hayırlıdır. Kendine saklarsan senin için zararlıdır. Kefaf (yeterli miktar) sebebiyle levm edilmezsin. (Harcamaya), bakımları üzerinde olanlardan başla. Üstteki el (yani veren), alttaki elden (yani alandan) daha hayırlıdır. Müslim, Zekat 97


“ (Bir gün) Resulullah (sav) minbere çıkıp yüksek sesle şöyle nida etti:" “ Ey diliyle Müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olan (münafık)lar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira kim, Müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır. ALLAH kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde (insanlardan gizli) bile olsa rüsvay eder.”(Tirmizi, Birr 85)


...(Bir konaklama sırasında) içlerinden biri uyurken, arkadaşı gidip ipini alır. Uyanınca ipini bulamayan zat (kaybettim diye) korkar. (Duruma muttali olan) Aleyhissalâtu vesselâm: "Bir Müslümana bir başka Müslümanı korkutmak helal olmaz!" buyurdular." Ebu Davud, Edeb 93, (5004)


Hz. Ebu Bekir (ra) Cenab-ı Hakk'a hamd ve senadan sonra buyurdu ki: "Ey insanlar! Sizler şu ayeti okuyor ve fakat yanlış anlıyorsunuz: "Ey iman edenler, siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez" (Maide, 105). Biz Hz. Peygamber (sav)'in: "İnsanlar, zalimi görüp elinden tutmazlarsa, Allah'ın, hepsine ulaşacak umumi bir bela göndermesi yakındır" dediğini işittik." Keza ben, Resulullah (sav)'ın: "İçlerinde kötülükler işlenen bir cemiyet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde, seyirci kalır, müdahale etmezse, Allah'ın hepsini saran umumi bir bela göndermesi yakındır" dediğini işittim. Kaynak: Ebu Davud, Melahim 17, (4338); Tirmizi, Tefsir, Maide (3059), Fiten 8 (2169); İbnu Mace, Fiten 20 (4


"İnsanoğlunun herbiri hatakardır. Ancak hatakarların en hayırlısı tövbekar olanlarıdır." Tirmizi, Kıyamet 50, (2501); İbnu Mace, Zühd 30, (4251


- "Çok gülmek kalbi öldürür ve müminin değerini düşürür." [Tirmizi]


- "Kahkaha ile gülmek şeytandan, tebessüm etmek ise Allah'tandır." (Tirmizî)


"Haram ile beslenen her beden, cehennemi tercih etmiş demektir." Ebu Nuaym, 1/131


“İnsanları güldürmek için laf edip yalan söyleyen kişiye yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun.” Ebû Dâvûd: Edeb: 38


"İstemede ısrar etmeyin. Vallahi, kim benden bir şey ister, ben ona vermek arzu etmediğim halde, ısrarı (sebebiyle) bir şey kopartırsa, verdiğim o şeyin bereketini görmez." Müslim, Zekat 99, (1038); Nesai, Zekat 88


"İstemeler bir nevi cırmalamalardır. Kişi onlarla yüzünü cırmalamış olur. Öyle ise, dileyen (hayasını koruyup) yüz suyunu devam ettirsin, dileyen de bunu terketsin. Şu var ki, kişi, zaruri olan (şeyleri) iktidar sahibinden istemelidir." Ebu Davud, Zekat 26, (1639); Tirmizi,


Abdullah b. Mes'ud (r.a) bildirdiğine göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem):"Allah'tan gereği biçimde hayâ edin!" buyurdu. Bunun üzerine:"Ey Allah'ın Peygamberi! Zaten hayâlı davranıyoruz. Elhamdülillah!" dedik. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem):"O sizin anladığınız utanma hissi değildir! Allah'tan gereği biçimde hayâ etmek demek; baş ve başta bulunan organlarla, karın ve karının içerisine aldığı organları her türlü günah ve haramlardan korumak, ölümü ve toprak altında çürümeyi daima hatırlamaktır. Âhireti isteyen dünyanın süsünü bırakır. Kim bu şekilde davranırsa Allah'tan gereği biçimde hayâ etmiş olur" buyurdu. [Ahmed (3671) Tirmizî (2458)]


“Sevabın çokluğu, belanın büyüklüğüyle beraberdir. Allah, bir toplumu sevdiği zaman şüphesiz onları (sıkıntı, musibet ve belalarla) imtihan eder. Artık kim bir (imtihan edildiği bela ve musibetlere) rıza gösterirse, Allah’ın rızası (ve sevabı) o kimseyedir. Kim de (imtihan edildiği bela ve musibetlere) öfkelenir (ilâhî hükme rıza göstermez) ise, Allah’ın gazabı (ve azabı) o kimseyedir.” (İbn Mâce, Fiten 23, hadis no: 4034)


“ Resulullah (sav)'la birlikte demirci Ebu Seyf (ra)'in yanına girdik. O, Resulullah (sav)'ın oğlu İbrahim'in süt babası idi. Aleyhisselatu vesselam oğlunu aldı, öptü ve kokladı. Daha sonra yanına tekrar girdik. İbrahim can çekişiyordu. Bu manzara karşısında Aleyhisselatu vesselam'ın gözlerinden yaş boşandı. Abdurrahman İbnu Avf (ra):"“ Sen de mi (ağlıyorsun) ey ALLAH'ın Resûlü?” dedi. Aleyhisselatu vesselam:“Ey İbnu Avf! Bu merhamettir!” buyurdu ve ağlamasına devam etti. Sonar şöyle söyledi:“Gözümüz yaş döker, kalbimiz hüzün çeker, fakat Rabbimizi razı etmeyecek söz sarfetmeyiz. Ey İbrahim! Senin ayrılmandan bizler üzgünüz!”(Buhari, Cenâiz 44)


"(Ölüler için) avuç içi ile yanaklarını döven, yakalarını yırtan ve feryâd ve figan eden kimse bizden değildir" Buhârî, Cenâiz, 35


"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), (ölen) çocuğu için ağlamakta olan bir kadına rastlamıştı: "Allah'tan kork ve sabret!" buyurdu: Kadın (ızdırabından kendisine hitab edenin kim olduğuna bile bakmadan): "Benim başıma gelenden sana ne?'' dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) uzaklaşınca, kadına: "Bu Resulullah idi!'' dendi. Bunun üzerine, kadın çocuğun ölümü kadar da söylediği sözden dolayı (utanıp) üzüldü. (Özür dilemek için) doğru aleyhissalâtu vesselâmın kapısına koştu: Ama kapıda bekleyen kapıcılar görmedi, doğrudan huzuruna çıktı ve: "Ey Allah'ın Resulü, (o yakışıksız sözü) sizi tanımadan sarfettim (bağışlayın!)" dedi. Aleyhissalâtu vesselam: "Makbul sabır, musibetle karşılaştığın ilk andakidir" buyurdu." Buhari; Cenâiz 43; 7, 32, Ahkâm 11; Müslim, Cenâiz 14, (626); Ebu Dâvud, Cenâiz 27


"Müminler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır. En hayırlılarınız da kadınlarına ahlakça güzel davrananlarınızdır." Tirmizî, Radâ, 11; Kütüb-i Sitte 1646


"Kişinin mâlâyâni (gereksiz) şeyleri terki İslâm'ının (Müslümanlığının) güzelliğinden ileri gelir" Tirmizî, Zühd 11. İbni Mace, Fiten 12


Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki kabrin yanından geçti ve şöyle buyurdu: “Bu kabirlerde yatanlar azap görmektedirler. Ama büyük bir şeyden dolayı azap görmüyorlar.” Rasulullah (as) daha sonra sözüne şöyle devam etti: “Evet bunlardan birisi, insanlar arasında söz taşırdı. Diğeri ise bevlinden (idrarını üzerine sıçratmaktan) sakınmazdı." Buhari, Vudu, 56; Müslim, Taharet, 34; Nesai, Cenaiz, 166;


Peygamberimiz (salat ve selam olsun), Ebû Mûsa el-Eşarî'yi uğurlarken de son tavsiyesi şu oldu: "Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!" Buharî, 3:72.


"Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teala, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:- Adil devlet başkanı,- Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,- Kalbi mescitlere bağlı Müslüman,- Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,- Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit,-Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,- Tenhada Allah'ı anıp göz yaşı döken kişi." (Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudüd 19; Müslim, Zekat 91.


-"Canının çektiği ve arzu ettiğin her şeyi yemen, şüphesiz israftır!" İbn-i Mâce, Et‘ime, 51


“Büyük günahlar dokuzdur! Allah’a şirk koşmak, adam öldürmek, sihir yapmak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, namuslu kadınlara iftira etmek, anne ve babaya haksızlık etmek, kıbleniz olan Beytu’l-Haram’da günah işlemeyi helal saymaktır.” (Ebu Davud)


İnsanı helak edici şu yedi şeyden sakının:(1) Allah'a ortak koşmak,(2) sihir yapmak,(3) Allah'ın haram kıldığı bir cana haksız yere kıymak,(4) faiz yemek,(5) yetim malı yemek,(6) savaştan kaçmak,(7) namuslu, hiçbir şeyden haberi olmayan mü'min bir kadına zina iftirasında bulunmak. (Camiüssağir-171)


"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kan mukabilinde alınan paradan, köpek satış bedelinden, fuhuş kazancından men etti. Dövme yapanı, dövme yaptıranı, faiz yiyeni, faiz yedireni ve musavvirleri lanetledi."Buhari, Büyü' 113, 25, Talâk, Libas 86, 96; Ebu Davud, Büyü' 65, (3483).


“Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mümin olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mümin olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mümin olduğu halde içki içmez; insanların, onun yüzünden gözlerini kendine kaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mümin olarak yağmalamaz." Buharî, Mezalim 30; Müslim, İman, 100; Ebu Davud, Sünnet, 16; Tirmizî, İman, 11.


Üç kişi asla cennete giremeyecektir. Deyyus olan erkekler erkeğimsi kadınlar ve içki müptelaları Bunun üzerine sahabeler: Ey Allahın Rasulü İçki müptelasını anladık Deyyus olan erkekler ne demektir dediler. Buyurdu ki Ailesinin yanına kimin girdiğini önemsemeyen kimsedir Dedik ki: Ya erkeğimsi kadınlar Buyurdu ki Erkeklere benzeyen kadınlardır Beyheki Şuabul İman: 10310 Hadisin başka bir lafzında ise deyyus şu şekilde tanımlanmaktadır: Ailesi hakkında kötü şeyleri ahlaksızlığı umursamayan kişide cennete giremez Müsned-i Ahmed no: 5372 Tibi bu hadisin şerhinde şöyle demektedir: Yani ailesinde hoşuna gitmeyecek davranışlar gördüğü halde ne kıskanan ne de engellemeye çalışan kişidir. Şerhul mişkat 6/2556


- Allah’a ve ahirete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın. Taberani


“Her sarhoşluk veren şey içkidir ve her sarhoşluk veren şey haramdır. Bir kimse dünyada şarap içer de ona devam ederken tevbe etmeden ölürse, âhirette (Cennet) şarabı içemez.” Müslim, Eşribe, 73, 77. Buhârî, Eşribe, 1


- "Şarap içme. Çünkü o her kötülüğün anahtarıdır!" Kütübü Sitte 6962


- "İçki müptelası (=şarap düşkünü), (günah yönüyle) puta tapan gibidir." Kütübü Sitte 6965


"Resulullah aleyhissalatu vesselam içki ile ilgili olarak on kişiye lanet etti: "Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla sıkana ve sıktırana, içene ve sâkilik yapana, taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayan, bunun parasını yiyene." Tirmizi Büyü 59, (1295)


“ Bir kişinin ridasını rüzgar savurmuştu, tutup rüzgara lanet etti. Resulullah (sav) müdahale buyurdu:"“Sakın rüzgara lanette bulunmayın. O memurdur, (ALLAH'ın emriyle) iş görmektedir. Şunu bilin ki, kim bir şeye haksızlıkla lanet ederse, lanet kendisine döner.”(Ebu Davud, Edeb 53)


Resulullah (sav) oruç tutuyordu. Orucunu açacağı vakti kolladım. Kabaktan mamul bir kap içerisinde yaptığım nebizi getirdim. Nebiz kaynayıp kabarıyordu. Resulullah (sav): "Bunu şu duvara çal. Zira artık bu, Allaha ve ahirete inanmayanların içkisidir" buyurdu. Kaynak: Ebu Davud, Eşribe 12, (3716); Nesai, Eşribe 25, (8,301)


- Laneti çok yapanlar kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar. Müslim, Birr 85


"Allah'ın tükenmez hazinelerinden isteyerek insanlara karşı tok gözlü davranınız." Camius Sağir 1-495, Hadis no: 989


"Şu iki kişi dışında hiç kimseye gıbta etmek caiz değildir: Biri, Allah'ın kendisine verdiği hikmetle hükmeden ve bunu başkasına da öğreten hikmet sahibi kimse. Diğeri de Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolda sarfeden zengin kimse." buhari, ilim 15


"Hasedden kaçının. Çünkü o, ateşin odunu yiyip tükettiği gibi, bütün hayırları yer tüketir." Ebu Davud, Edeb, 52 (4903)


"Size ümem-i kadime hastalığı sirayet etti: Bu, hased ve buğzdur. Bu kazıyıcıdır. Bilesiniz; kazıyıcı derken saçı kazır demiyorum. O dini kazıyıcıdır. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi: Aranızda selamı yaygınlaştırın." Tirmizi, Sıfatu'l-Kıyame 57, (2512)


- "Sana emanet bırakanın emânetini geri ver. Sana ihânet edene ihânet etme" Ebu Davud, Büyü 81 (3534)


- "Küçüklerimize merhamet, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir" Tirmizi, Birr 15 (1920)


"Bir kimse, hanımına buğzetmesin, kin tutmasın. Onda hoşlanmadığı huylar varsa, ona mukabil, memnun olacağı huylar da vardır." (Müslim, Rada, 61)


"Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kölelere iyi muamele etmesi­ni emrederdi ve:«Onlara, yediğinizden yedirin ve elbiselerinizden onlara giydirin. İz­zet ve Celâl sahibi olan Allah'ın yaratığına eziyet etmeyin.» buyurdu. İmam Buhari Edeb-ül Müfred 376


“Bu ümmet, âlimleri idarecilere dalkavukluk yapmadığı sürece, salihleri günahkâr olanlarını haklı çıkarmadığı sürece, hayırlı olanları şerli olanlara uymadığı sürece Allah’ın himayesinde ve emanında olur. Eğer bahsedilen kişiler bu işleri yaparlarsa Allah onlardan himayesini kaldırır ve onlara zalimleri musallat eder, o zalimler de onlara kan kusturur. Onlara kıtlık verilir, fakirlik musibetine mübtela kılınırlar, kalplerinde korku peyda olur.” (İbn Mübarek, Zühd ve Rekaik, s. 821)


"Kim insanların gücenmesini göze alarak (insanlar gücense bile) Allah’ın rızasını gözetirse, insanlardan gelen sıkıntılara karşı Allah ona yeter. Kim de Allah’ın gücenmesini göze alarak (Allah gücense bile) insanların rızasını gözetirse, Allah, onu insanlar(ın insafın)a bırakır." (Tirmizi, Zühd, 64; Kenzu’l-Ummal, h. no: 43034)


- “Muhâcirlerin fakirleri Cennete zenginlerden beş yüz yıl önce gireceklerdir.” (İbn Mâce, Zühd: 6)


- "En hayırlı zenginlik, gönül zenginliğidir. En iyi azık takvadır. Hikmetin başı ALLAH korkusudur." Camiüs Sağir, 934


- "Kardeşlerinizi isimleri ile çağırın, onları lakaplar takarak çağırmayın" Ramuz el hadis 268


“Allah aksırmaktan hoşlanır, esnemekten hoşlanmaz. Biriniz aksırdığı zaman elhamdülillah desin. Bu takdirde onu işitenlerin her birine yerhamukallah demek gerekir. Esnemeye gelince sizden birinizin esnemesi geldiği zaman gücü yettiği kadar onu savmaya çalışsın ve hah hah demesin, çünkü bu hah hah diye çıkarılan ses şeytandandır. Şeytan bu yüzden güler.” (Buhârî, Bedilhalk: 27; Müslim, Zühd: 17)


"Cennetin etrafı mekârihle (nefsin hoşlanmadığı şeylerle) sarılmıştır. Cehennemin etrafı da şehevi (nefsin arzuladığı, cazip) şeylerle sarılmıştır." Kütüb-i Sitte 5089


- "İnsanlara merhametli olmayana Allah Teâlâ merhamet etmez." Tirmizi Birr 16, 1923


Lüks içinde olmaktan kaçın. Çünkü Allah’ın (ihlaslı) kulları, lüks içinde olmazlar. Ahmed Hanbel el Müsned 5, 243


İslam hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat edene ne mutlu. Tirmizi Zühd 35, 2350


-Allah bir kulu hakkında iyilik murad ederse, ona, kendi kusurlarını görme kabiliyetini verir. Müslim, Kader 4, 5


-Sana günah olarak, husumeti devam ettirmen yeterlidir (çünkü bu, gıybete kapı açar). Tirmizi, Birr 58 (1995)


“Kıyamet günü tüccarlar facirler (günahkarlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah'tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doğruluktan ayrılmayanlar müstesna" Tirmizi, Büyu 4, (1210); İbnu Mace, Ticaret 3, (2146)


"Bir toplumda fuhuş yaygınlaşır hatta açıktan yapılır hale gelirse, o toplumda daha önce bulunmayan hastalıklar ve taun (veba-bulaşıcı hastalıklar) ortaya çıkar." (İbn Mace, Sünen, Fiten 22, hadis no: 4019)


-Birbirinize yemek götürmekle hediyeleşiniz. Çünkü bu rızıklarınızda genişlik sağlar. Camiüs Sağir no: 1811


“Suyu deve gibi bir solukta içmeyin. İki-üç solukta (dinlene dinlene) için. Su içerken besmele çekin. Bitirince de Allâh’a hamdedin.” Tirmizî Eşribe 13 (1886).


"Dikkat edin! Size hem hastalığınızı hem de ilacını bildiriyorum: Hastalığınız günahlardır. İlacı ise tevbe etmektir." Ramuz el Hadis no: 2005; Deylemi


"Ağlamak merhamettendir. Bağırarak ağlamak şeytandandır." İbni Sa'd; Ramuz el e-hadis, 195. sayfa, 13. hadis


“Sizden herkese Rabbi, aralarında bir tercüman olmaksızın, doğrudan doğruya hitap edecektir. Kişi o zaman (ateşe karşı bir kurtuluş yolu bulmak üzere) sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır) amellerden başka bir şey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği (kötü) amellerden başka bir şey göremez. Ön cihetine bakar, karşısında (kendini beklemekte olan) ateşi görür. (Ey bu dehşetli güne inanan mü'minler!) Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir sözle koruyun.” [Buhârî, Rikak 49]


"Yemeğin bereketi yemekten önce elleri, yemekten sonra da elleri ve ağzı yıkamaktır." Tirmizi, Etime 39


- Gülerek günah işleyen, ağlayarak Cehenneme gider. [Ebu Nuaym]


"İpek ve ibrişim elbise giymeyin. Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, onlarda yemek yemeyin. Zira bu iki şey dünyada onlar (kafirler), ahirette de sizin içindir." Buhari, Et'ime 28, Eşribe 28, Müslim, Libas 4, (2067)(ipek giymek ve altın takmak erkeklere haramdır. altın ve gümüş kap kullanmak bütün insanlara haramdır)


Mümine lanet etmek onu öldürmek gibidir. Bir mümini küfürle itham etmek onu öldürmüş gibi olur. Buhari, Salat 28


(Mü‘min) kardeşinle münâkaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. Tirmizi, Birr 58


- İman, verilen sözden dönmemek için bir bağdır. Mümin sözünden dönmez. Ebu Davud, Cihad 157 (meşru sözden dönmek yasaktır. kötülük yapmak için söz veren hatırlayınca bu sözünden döner)


- Peygamberimiz (Salat ve Selam Olsun) rüşvet alan ve rüşvet veren ve aracılık eden kimseyi lanetlemiştir. Tirmizi, Ahkam 9, 1336


-"Allah’ın laneti rüşvet alan ve rüşvet verene olsun!." İbni Mace 2313, Albânî Sahihu’l-Cami 5114


“Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr Şerhu’l-Câmii’s-Sağîr, V, 663)


Peygamberimizin (salat ve selam olsun), Ebu Zer'e (Allah ondan razı olsun) tavsiyeleri; sana Allah’tan korkmanı tavsiye ederim. Çünkü Allah korkusu, yapacağın bütün amellerin bir süsüdür. Kur’an okumalısın. Allah’ı zikretmelisin. Çünkü bu, gökte anılmana, yerde aydınlanmana bir vesiledir. Sükûta devam et; ama hayrı söyleyeceğin zaman başka (hemen söyle). Çünkü böyle yapman şeytanı senden kovar. Dini yaşamanda sana yardımcı olur. Sakın ha çok gülme. Çünkü çok gülmek kalbi öldürür ve yüzün nurunu söndürür. Cihat etmelisin, ümmetimin asla bırakmayacağı şey budur! Yoksulları sev, onların yanında otur. Daima senden aşağı olana bak, üstte olana değil. Bu, Allah’ın senin üzerindeki nimetini hakir görmemen için en doğru olandır. Senden ilgilerini kesseler de akraban ile ilgini kesme. Acı da olsa doğruyu söyle. Allah uğrunda kınayanların kınamasından korkma. Kendi nefsin hakkında bildiğin şeyler, seni insanlardan alıkoysun. Yaptığın şeyle onlara karşı övünme. Şu üç hasletin bir kişide bulunması ayıp olarak ona yeter: Kendi kusurunu görmeden başkalarının kusurlarına bakması, kendi utanılacak şeyde yüzerken, utanılacak şeyi sebebiyle başkalarını ayıplaması, bir de yanında oturana (ya da komşusuna) eziyet etmesi. Ya Ebû Zer, tedbir gibi akıl yoktur. Kötülükten çekinmek gibi verâ yoktur. Güzel ahlak gibi de soy yoktur.” Hadis Kaynak: Râmûzu’l-Ehâdis, s. 157, h. 1935


Ebû Mûsa'dan (Allah ondan razı olsun) rivayet edildiğine göre, dedi ki, Resûlullah (salat ve selam olsun) şöyle buyurdular: "Her müslüman'ın sadaka vermesi gerekir" (Ashabdan biri) dedi ki, verecek bir şey bulamazsa (ne yapacağını) bildirir misiniz? Resûlullah : "Çalışsın da kendine fayda temin etsin, bir de sadaka versin" buyurdu. (Adam yine) dedi ki, gücü yetmezse, yahut çalışamazsa (ne yapması gerektiğini) bildirir misiniz? Resûlullah: "Çaresiz muhtaca yardım etsin" buyurdu. (Adam tekrar) dedi ki, gücü yetmezse, yahut çalışmazsa? Resûlullah: "İyiliği emretsin, (tavsiye etsin)" buyurdu. (Adam tekrar) dedi ki, buna da gücü yetmezse, yahut (dedi ki) bunu da yapamazsa, (başka ne yapması gerektiğini) bildirir misiniz? Resûlullah: "Kötülük işlemekten kendini korur, çünkü bu hareket onun için bir sadakadır" buyurdu. İmâm Buhâri; Edebü'l Müfred, Hadis No: 306


“ Bir gün, Resulullah (sav) ashabına:"Şu kelimeleri kim (benden) alıp onlarla amel edecek ve onlarla amel edecek olana öğretecek?" buyurdular. Ben hemen atılıp:“ Ben! Ey ALLAH'ın Resûlü!” dedim. Aleyhisselatu vesselam elimden tuttu ve beş şey saydı: "Haramlardan sakın, ALLAH'ın en âbid kulu ol! ALLAH'ın sana ayırdığına razı ol, insanların en zengini ol! Komşuna ihsanda bulun, mü'min ol. Kendin için istediğini başkaları için de iste, Müslüman ol! Fazla gülme. Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür."(Tirmizi, Zühd 2)


"Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır, bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır" Müslim, Zühd 64, (2999)


"Gerçek mü'min, halkın, kendisinden malı ve canı hususunda emîn olduğu kimsedir. Hakiki muhâcir de hata ve günahlardan hicret (terk) eden kimsedir." İbnu Mace Sünen (3934)


-“Kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan alıkoyar ve iffeti en iyi şekilde korur” Buhârî, Savm, 10


“Nerede olursan ol Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yaşa, işlediğin bir günahın arkasından hemen bir sevap işle ki onu imha edip yok etsin. İnsanlara güzel ahlakla muamele et.” (Darimî, Rıkak, 71)


“Siz müminler birbirinizin aynası durumundasınız Eğer birbirinizde düzeltilmesi gereken bir hata bir yara görürseniz hemen onu giderin” Buhârî, Edeb: 34


“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mümin de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir.” (Tirmizi, İman 12)


- "En hayırlı arkadaş, Allâh'ı zikrettiğin zaman sana yardımcı olan, unuttuğun zaman, Allâh'ı hatırlatandır." Kenzül Ummal


-"Mümin, mümine karşı parçaları birbirine destek olan bir bina gibidir" Müslim, Birr ve Sıla 17


- Mümin, sonu cennet oluncaya kadar hayır işitmekten asla doymayacak. Tirmizi, İlm 19


- Sizin en doğru rüyâ görenleriniz, en doğru söyleyenlerinizdir. Müslim, Rüya 6


"Sadece müminle arkadaşlık et. Senin yemeğini muttaki olan yesin." Ebu Davud, Edeb 19


“Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar, mala ve mevkiye düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir.” Tirmizî, Zühd 43; Dârimî, Rıkak: 21


"Cennetlik kişi o kimsedir ki, Allâh kulağını hakkında halkın hayırlı övgüleriyle doldurmuştur, kendisi de hayırla yâdedildiğini işitir. Cehennemlik olan da, kendi kulakları, halkın hakkındaki kötü anmalarıyla dolan ve bunu bizzat işiten kimsedir." İbnu Mace Sünen (4224)


“Kimi insanlar kötülüğe kapalı, hayra açıktırlar. Kimi insanlar da kötülüğe açık, iyiliğe kapalıdırlar. Allah’ın hayır anahtarlarını eline verdiği kimseye ne mutlu! Allah’ın kötülük anahtarlarını eline verdiği kimseye de ne yazık.” İbn-i Mâce 237


-Bir genç bir yaşlıya yaşlılığından dolayı saygı gösterirse, Allah’ta yaşlandığında kendisine saygı gösterenleri yaratır. (Tirmizi)


-"İnsanlara karışıp onların ezalarına katlanan müslüman, onlara karışmayıp, ezalarına katlanmayandan hayırlıdır" Tirmizi, Kıyamet 56


-"Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve tekebbüre kaçmayınız" Nesai, Zekat 66 (5, 79)


-“Peygamberimiz beyaz kılları yolmayı yasakladı ve bu Müslüman’ın nurudur buyurdu.” İbn Mâce, Edeb: 27


"Saçı sakalı birbirine karışmış, eski püskü elbiseler içinde, kimsenin itibar etmediği niceleri vardır ki, Allah'a kasemde bulunsa, Allah onun yeminini boşa çıkarmaz, işte Bera İbnu Malik öylelerindendir" Tirmizi Menakıb 3853


-"Nasıl olursanız, öyle idare edilirsiniz." Deylemi, Müsned, 3/305


-"Münafığa "efendi" demeyin. Çünkü onu efendi yerine koyarsanız, Aziz ve Celil olan Rabbinizi gazaplandırmış olursunuz." Ebû Dâvud, Edeb: 43


"Yöneticileriniz hayırlılarınız; zenginleriniz cömertleriniz olduğu, işleriniz de aranızda danışarak görüldüğü sürece, yerin üstü sizin için yerin altından daha hayırlıdır. Yöneticileriniz şerirleriniz; zenginleriniz cimrileriniz olduğu, işleriniz de kadınlara kaldığı zaman, yerin altı sizin için yerin üstünden daha hayırlıdır." (Tirmizi, Fiten 78)


“Cömert kimse Allah’a yakın, Cennete yakın insanlara yakın olup, ateşten uzaktır. Cimri kimse ise Allah’tan uzak, Cennet’ten uzak, insanlardan uzak ve ateşe yakındır. Cömert cahil; cimri alim’den, Allah’a daha çok sevimlidir.” Tirmizî


- "İki haslet vardır ki bir müminde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlâk." (Tirmizî, "Birr", 41)


- "İnsanda bulunan en şerli şey aşırı cimrilik ve şiddetli korkudur." Ebu Davud 22, 2511


Sıkılık huyundan kaçının. Zira sizden önce gelip geçenler bu huy yüzünden helâk oldular. Şöyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar hemen cimrileşiverdiler, sıla-ı rahmi kesmelerini emretti, hemen sıla-ı rahmi kestiler, doğru yoldan çıkmayı (fücur) emretti, hemen doğru yoldan çıktılar. (Ebu Davud, Zekat 46)


-"İmanın en üstünü, nerede olursan ol, Allah′ın senin yanında bulunduğunu bilmendir." Câmiü’s-Sağîr, No: 721


“Allâhü Teâlâ’ya, günahlarından tevbe eden gençten daha sevimli hiçbir kimse yoktur. Allâhü Teâlâ’ya, günah işlemeye devam eden yaşlıdan daha sevimsiz hiçbir kimse yoktur.” (Kenzü’l-Ummâl)


“Dul kadın ve yoksul yetim kimselerle ilgilenmek için gayret edip koşturan (mümin) kişi Allah yolunda cihâd eden kimse gibi veya gündüzü oruçla geceyi namazla geçiren kimse gibi sevap kazanır.” Buhârî, Nafakat: 24; İbn Mâce

Hadisi Şeriflerden İlahi Öğütler


http://ilahiogutler.blogspot.com/2020/06/hadisi-seriflerden-ilahi-ogutler.html


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder